MUSA BARAN ÇOCUK OYUNCAKLARI MÜZESİ
Kendisi de Bademler Köyü’nden olan Arkeolog Musa Baran, çocuk oyun ve oyuncaklarının evrensel olduğunu düşünen birisiydi. Ona göre oyunlar sadece “oyun” değil, binlerce yıldır süregelmiş bir tarih, bir kültürdü. Aynı zamanda eğitimin de başlangıcıydı.
Musa Baran, arkeolojiye olan tutkusunu gençlik yıllarında fark etti ve ailesini de yanına alarak İstanbul’a taşındı. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden mezun oldu ve Selçuk Efes Arkeoloji Müzesi’ne müze müdürü olarak atandı. Görevine devam ederken 1961-1963 yılları arasında TRT İzmir Radyosu’nda “Ege’de Turizm” üzerine konuşmalar yaptı. Turizm rehberliği kurslarına eğitici olarak katıldı ve üniversitelerde sanat tarihi dersleri verdi. Almancayı kendi olanaklarıyla öğrendi ve yabancı turistlere rehberlik yaptı.
Efes dışında Sardes, Klaros, İasos, Perge kazılarında da yer aldı. Antik kentlerle ilgili kitaplar yazdı. O dönemde doktora eğitimini de tamamladı ve çocuk oyunlarının tarihi üzerine araştırmalara başladı. 1974’te İzmir Arkeoloji Müzesi’ne müdür yardımcısı olarak atandı ve emekli olana kadar bu görevde çalıştı. Emeklilikten sonraki yaşamı kitaplar yazmakla, unutulmaya yüz tutan tarihi çocuk oyunları ve oyuncaklarını su yüzüne çıkarmakla geçti. Köyü Bademler’e döndü ve “baba ocağı” olarak adlandırdığı evini Türkiye’nin ilk çocuk oyuncakları müzesine dönüştürdü.
Geride onurlu bir yaşam, çocuklara unutulmaz yapıtlar ve anılar bırakarak 2003 yılında aramızdan ayrıldı. Son isteği ise ‘’Çocuklar oyun ve oyuncaklarla evrenseldir. Bırakın oynasınlar, kendi güzel dünyalarını yaşasınlar…’’ oldu.
Musa Baran uçurtmadan sapana, kargıdan yapılmış silahlardan telden yapılmış arabalara kadar onlarca oyuncağı kendi elleriyle üretmiş ve toplamıştır. Bu değerli koleksiyon artık Bademler Sanat Köyü’nde sergilenmektedir.